Yaşamsal/Vital
In the Anthropocene era, humanity not only pushed “planetary boundaries” to the limit by damaging beyond repair the sustainable and resistant mechanisms of nature, but also brought into question its relationship with nature. We are witnessing the extreme results of demographics, and geography transformed by the humanitarian crisis of wars and migrations, and the global climate crisis, which is increasing the risks of earthquakes, forest fires, sea pollution, floods, viruses, drought, flooding and erosion. In this challenge facing the planet and humanity, the need for the skills of regenerative and restorative is greater than ever. On one hand, design is a cause of the problems, reflecting the demanding and masculine side of human nature. On the other, paradoxically, it strives to reduce the environmental and social impacts created through its protective, feminine and responsible practices.
Building on this context, we present our efforts for the seventh edition of Good Design Izmir. As a contribution to the ethical and responsible journey of design, we invite participants and viewers to explore the radical, change-making role of design in terms of its “vitality” and life-sustaining feminine energy/wisdom. Choosing the theme “Vital”, we call on all stakeholders to seek answers to the questions below, in an effort to bring innovative production methods and distinctive design outputs to the design field.
In our relationship with nature, how can we create a symbiotic life by extending the unity, interconnectedness and commonalities in the patterns that humans establish with humans and non-humans? How can humans, through the means of design, generate symbiotic life with non-humans and a mutual home? How can we move towards a self-directed reparative and regenerative effort of design? How can we improve understanding of a symbiotic sustainability, and make design responsible to the biological ecosystem and social system from which it consumes and benefits? And, with the answers to these, can we imagine design as an elixir that creates, protects, transforms, regenerates and blesses life in a circular existence, through a mutual relationship with all living species – and all things both in physical space, and in the technological universe in virtual space?
To make the design “vital” – bearing in mind that all living things and systems in the ecosystem are inextricably interconnected at an ecological level – can we act in a way that treats all living things on earth with kindness and non-violence? How can we embrace the transformative power of feminine wisdom and an ecofeminist understanding? Can we replace simple recycling with advanced bio design solutions and systems in which biological and technological cycles are balanced, blended, harmonized and synchronized with the earth, and with a respect for wildlife?
How can design internalize the approaches of slowness and prosumer culture in a way that seeks to intrinsically value objects, and glorifies the use value? Instead of adopting excessive and fast production cycles that push humans and nature to the limit, how can design move forward through repair, restoration, reuse, reclaim and upcycling practices towards promotion of healing, remedial and reparative attitudes, adopting the ethics of care? Instead of seeing "circularity" as a temporary solution, allowing continued production and consumption, is it possible to return to the state, in which respect is shown for all the resources, objects, and labor that is currently expropriated from nature, life and society? Can design be a practice that feeds on and contributes to closed-loop sources?
Within the social dimension, can design adopt a more solidarist and transparent character, which provides an equal and just distribution and sharing of all resources and assets among individuals and societies? Can design be remedial in the ecological and social context, for all the people and communities currently positioned merely as labor and waste colonies in the global multinational value chain? How can design contribute to the effort to build new spaces of belonging, homes and communities, and make it to be adaptable to humanitarian crises such as war and migration? How can design adopt a radical compassion that will allow it to reach people of different physical characteristics, ethnicities, social classes, ages and gender identities; how can it adopt a more inclusive and empathetic character?
İnsanlık, gezegensel sınırları zorlayan antroposen çağında doğayla ilişkisini kırılgan hale getirmekle kalmadı, doğanın sürdürülebilir ve dirençli mekanizmalarına giderilmesi zor hasarlar da verdi. Küresel iklim krizinin depremler, orman yangınları, deniz salyaları, seller, virüsler, kapıda bekleyen erozyon, kuraklık ve su baskınlarına eşlik ettiği; savaşlar ve göçlerle tanımlanan insani krizle dönüşen demografi ve coğrafyayı izliyoruz çaresizlikle. Gezegenin ve insanlığın verdiği bu zorlu mücadelede tasarımın yenileyici ve onarıcı becerisine olan gereksinim her zamankinden daha fazla. Tasarım bir yandan insanın ilerlemeci ve eril niteliğiyle bu olanlarda pay sahibi. Öte yandan paradoksal olarak koruyucu, dişil ve sorumlu pratiklerle yarattığı çevresel ve sosyal etkileri iyileştirme çabası içinde.
Tam da bu bağlamdan yola çıkarak İyi Tasarım İzmir’in yedinci edisyonu için kolları sıvadık. Tasarımın etik ve sorumlu yolculuğuna bir katkı olarak, “yaşamsallığı” ve yaşamın dişil bir enerjiyle sürdürülebilmesi için tasarımın radikal değişim yaratan rolünü sorgulamaya davet ediyoruz katılımcı ve izleyicileri. “Yaşamsal” temasıyla tasarım söyleminin ve eyleminin tüm paydaşlarını aşağıdaki sorulara yanıt aramaya çağırırken, üretim alanına yenilikçi yöntemler ve ayırt edici tasarım çıktıları kazandırmayı hedefliyoruz.
Doğayla kurduğumuz ilişkide; insanın insanla ve insan dışı canlılarla kurduğu örüntülerdeki birlik, bağlılık ve hemhal olma durumunu genişleterek nasıl bir ortakyaşam/eşyaşam oluşturabiliriz? Tasarım sayesinde insan, insan dışı canlılarla eşyaşam ve ortak bir yuva nasıl oluşturabilir? Tasarımın salt kendi içine dönük iyileştirici ve onarıcı çabasını nasıl öteye taşıyabiliriz? Tasarımı, kaynaklarını tükettiği ve yararlandığı biyolojik ekosistem ve sosyal sisteme karşı sorumlu kılan ortakyaşam/simbiyotik bir sürdürülebilirlik anlayışını nasıl güçlendirebiliriz? Bunun için tasarımı, insanın fiziksel evrende yaşayan tüm canlılarla ve teknolojik evrenle ortak bir döngüsel varoluş içerisinde yaşamı kutsayan, var eden, koruyan, dönüştüren ve yeniden inşa eden bir iksir olarak hayal edebilir miyiz?
Tasarımı “yaşamsal” kılmak için; ekolojik boyutta ekosistemdeki tüm canlıların ve sistemlerin ayrılmaz biçimde birbirine bağlı olduğunu bilerek, yeryüzünde yaşayan her türlü varlığa nezaketle ve şiddetsiz davranabilir miyiz? Eko-feminist bir anlayışla dişil bilgeliğin dönüştürücü gücünden nasıl beslenebiliriz? Biyolojik döngünün teknolojik döngüyle dengelendiği; toprağa karışan, toprakla eş yaşayan, yabanıl hayata saygı duyan biyotasarım çözümlerini ve sistemlerini geridönüşümün yerine koyabilir miyiz?
Tasarım; üretim ve tüketim döngüsünde doğanın ve insanın sınırlarını zorlamayan, olması gerektiğinden fazla ve hızlı üretim döngüleri yerine, nesnelerin gerçek zamanını arayan, kullanım değerini yücelten bir biçimde türetim ve yavaşlık tavrını nasıl içselleştirebilir? Özen etiğini benimseyerek iyileştirici, sağaltıcı, onarıcı bir tavrı; tamir, restorasyon, yeniden kullanım ve ileridönüşüm pratikleriyle nasıl daha ileriye taşıyabilir? “Döngüselliği” daha fazla üretim ve tüketime devam edebilmek adına geçici bir çözüm olarak görmenin yerine; doğadan, yaşamdan ve toplumdan çaldığı kaynaklara, nesnelere, emeğe iade-i itibar etmesi ve vefa göstermesi mümkün mü? Tasarım, kapalı devre kaynaklardan beslenen ve katkı sağlayan bir pratik olabilir mi?
Sosyal boyutta tasarım, kaynakların ve varlıkların toplumlar ve bireyler arasında eşit ve adaletli biçimde dolaşımını ve paylaşımını sağlayan daha dayanışmacı ve şeffaf bir karaktere sahip olabilir mi? Çokuluslu bir coğrafyaya sahip küresel değer zincirinde emek ve atık kolonileri olarak konumlanan tüm halklar ve topluluklar için tasarım ekolojik ve sosyal bağlamda sağaltıcı olabilir mi? Savaş ve göç gibi insani krizlere uyum sağlamak durumunda kalan insanın yeni aidiyet mekânları, yuva ve topluluk inşa etme çabasına tasarım nasıl dahil olabilir? Farklı fiziksel özellikte, farklı etnik, sosyal sınıf, yaş ve cinsel kimliğe sahip insanlara tasarım radikal bir şefkatle nasıl ulaşabilir; kapsayıcı, dahil eden ve empati kuran bir karakteri nasıl benimseyebilir?
