UZLAŞMA/RECONCILIATION
YÜZLEŞME, DİYALOG, ARABULUCULUK, ONARIM, UYUM
Uz: iyi, güzel, işe yatkın, becerikli, mahir, uygun, uyumlu.
Laşma: -la eki ile -iş dönüşlülük ekinin bileşiğidir; “haline gelme” anlamı ifade eden geçişsiz fiiller üretir.
Uz+laşma: iyi olma, uyumlu olma, mahir olmaya dönen bir hareketi ifade eder.
İklim değişikliği, doğal afetler, enerji krizi, savaşlar, hastalıklar, göçler, kutuplaşmalar gibi çok yönlü problemler, dünyanın çeşitli yerlerinde yeni çevresel, toplumsal, ekonomik kırılganlıklar yaratıyor.
Bu kırılganlıklar bireyin kendisiyle ve çevresiyle olan ilişkilerini sürekli bir çatışma alanına dönüştürürken, içinde bulunduğumuz sistemler çözüm ihtiyacına cevap vermekte yetersiz kalıyor. Bu durum da kırılganlıkların derin yarıklara dönüşmesine sebep oluyor.
Bu çok boyutlu sorunlar karşısında tasarımın rolü de dönüşerek, problem çözen bir perspektiften üretken diyaloglar inşa eden bir anlayışa yöneliyor. Bu tavır, tasarımı tüm sorulara cevap vermesi gereken bir araç olarak gören yaklaşımları terk ediyor. Dubberly’e¹ göre, “tasarımın dünyanın sayısız sorununu çözebileceğini iddia etmek kibir, pazarlama ve yanlış anlamanın bir karışımıdır: önemli ‘problemler’in -varlığımızı tehdit eden problem, karmaşa ya da karışıklıklar- ortadan kalkması için bir şeyleri ‘düzeltmeye’ çalışmak ‘çözüm’ değildir; bunun yerine hem yerel hem de küresel boyutta üretici diyaloglar sürdürerek problemlerle baş etme olanağı yaratabiliriz.”
İyi Tasarım/Good Deisgn İzmir_8 ‘Uz+laşma temasıyla’ tasarımın dönüşmekte olan rolünü bu perspektiften ele almaya hazırlanıyor. “İyi, güzel” ve “işe yatkın, becerikli, mahir, uygun, uyumlu”² anlamlarına gelen “uz” kelimesi, -laşma işteşlik ekiyle beraber bizi ‘uzlaşma’yla dönüşmeye çağırıyor. Kişinin kendiyle olan uzlaşısından, ötekine uzanan geniş bir ölçekte, ilişkilerimize yeniden bakmaya davet ediyor. Hem türediği kök kelimeden yola çıkarak ‘iyi, mahir, uygun’ yöntem ve ilişkilere yönelmeyi hem de aynı kökten türeyen tüm uzamı, uzayı, uzuvları yeniden düşünmeyi öneriyor. Bir yandan da, tasarımcının rolünü kendini ayrıştıran ve sivrilten bir uzman olarak değil bir arabulucu, kolaylaştırıcı olarak gören yaklaşımları benimsiyor.
Günümüzde “uzlaşma” çalışmaları, çatışma veya geçiş süreci yaşayan toplumlarda bu sürecin dinamiklerini araştıran disiplinlerarası ve çok ölçekli bir çalışma alanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu çalışma alanı özünde bireyler, gruplar, gruplar arası ilişkiler ve siyasi dinamikler de dahil olmak üzere toplumun farklı boyutlarında var olan kırılma ve kırılganlıkları, ilişkileri odağına koyarak irdeliyor. Bu anlamda, geçmişte (ve bugün) yaşanılan hatalarla bütünsel bir yüzleşmeyi, böylelikle gelecekteki çatışmaları önlemeyi ve nihayetinde, bir “barış kültürü” oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Bu yıl İyi Tasarım/Good Design İzmir_8, toplumun geniş kesimlerinin ihtiyaç duyduğu ve belli bir kesimden ziyade her yere nüfuz etmesi gereken bir alan oluşturmayı hedefliyor. Uzlaşmaya giden yolda birbirini içeren, tekrarlayan, bir diğerinden ötekine atlayan yüzleşme, diyalog, arabuluculuk, onarım ve uyum gibi adımları mercek altına alıyor. Bu bağlamda kavramların tartışıldığı ve konuşulduğu söyleşi/paneller, ilişkilerdeki kırılganlıkların hâkim anlatıyla yer değiştireceği bir karşılaşma zemini oluşturan işlerden oluşan sergilemeler ve kentin sokaklarına nüfuz ederek diyaloğu tüm ölçeklerde yaratabilecek altyapıyı tasarlayan atölyeler için öneriler bekliyor.
Tüm bu anlatıyla birlikte, “Topluluklar arası diyalog alanlarının azaldığı ve tarihsel süreçlerden kopuşun yaşandığı günümüz koşullarında geçmiş/gelecek, birey/toplum arasında bir uzlaşı için tasarım nasıl onarıcı bir arabuluculuk rolü üstlenir? Nasıl katılımcı araç ve yöntemler üretebilir? Kutuplaşmış toplulukları bir araya getirecek ortaklıkları ve ötekindeki beni fark etmek için, tasarımcılar bakış açılarını genişletecek nasıl mekânlar ve araçlar kurgulayabilir?” soruları önem kazanıyor. Toplumsal çalışmaların devamında insan/insan ötesi varlıklar/doğa/teknoloji ara kesitlerinde de tasarımın doğayla, makineyle, yapay zekâyla üreteceği uzlaşı eşitlikçi, işbirlikçi bir tavrı gerekli kılıyor ve yeni çalışmaları özendiriyor. Tasarımın dönüşen rolü ile birlikte uzlaşmayı bir arada düşünmek, kırılganlaşmış ve tahribe uğramış ilişkilere diyalog ve onarım için alan açarak nasıl bütüncül yenilenebilir ve kapsayıcı tasarım yaklaşımlarının geliştirilebileceğini sorgulamamızı sağlıyor. Böylece uyumlu ve barışçıl bir geleceğe doğru atılabilecek adımların araştırılmasına el vererek tasarımcıları bu adımların sorumluluğunu almaya davet ediyor.
CONFRONTATION, DIALOGUE, MEDIATION, REPAIR, HARMONY
Uz: good, beautiful, capable, skillful, suitable, harmonious.
Laşma: Compound of the suffix -la and the reflexive suffix -ş; produces intransitive verbs expressing the meaning of “becoming”.
Reconciliation (Uz+laşma): expresses a movement towards becoming good, harmonious, and skillful.
Climate change, natural disasters, energy crises, wars, diseases, migrations, and polarizations create multifaceted problems and new environmental, social, and economic vulnerabilities in various parts of the world. These vulnerabilities transform individuals relationships with themselves and their surroundings into a constant battlefield, while the systems we are in fall short of meeting the need for solutions. This situation leads to the deepening of these vulnerabilities into profound chasms.
Faced with these multidimensional problems, the role of design is also shifting from a perspective of solving problems to building generative dialogues. This approach abandons the view of design as a tool that should have answers to all questions. According to Dubberly¹, claiming that design can solve the world’s myriad problems is a mix of hubris, marketing, and misunderstanding. The ‘problems’ that matter—the wicked problems, messes, or tangles that threaten our existence—cannot be ‘solved’ in the sense of ‘put right’ so that they disappear. Instead, we must manage them on an ongoing basis, both globally and locally, through generative conversations.
The theme of İyi Tasarım/Good Design_8 ‘Uz+laşma’ is preparing to explore the evolving role of design from this perspective. The word “uz” which carries the meanings of “good, beautiful” and “capable, skillful, suitable, harmonious,”² is combined with the suffix -laşma inviting us to transform through ‘uzlaşma’ (reconciliation). It invites us to reevaluate our relationships on abroad scale, from an individual’s reconciliation with themselves to extending towards others. The term also suggests focusing on methods and relationships that are ‘good, skillful, and appropriate’ based on its root word, while encouraging us to reconsider the entire possibilities derived from the same root. Simultaneously, it embraces the approach of the designer not as a divisive and sharp expert but as a mediator and facilitator.
In today’s context, “uzlaşma” (reconciliation) studies emerge as an transdisciplinary and multi-scale field of research that delves into the dynamics of societies experiencing conflicts or transition processes. This field of study primarily examines fractures and vulnerabilities existing in different dimensions of society, including individuals, groups, intergroup relationships, and political dynamics, with a focus on relationships. In this sense, it aims to confront past (and present) mistakes comprehensively, thereby preventing future conflicts and ultimately contributing to the establishment of a “culture of peace.”
This year, İyi Tasarım/Good Design İzmir_8 aims to create a field that meets the needs of diverse segments of society and spreads its influence everywhere, not limited to a specific group. On the path to reconciliation, it examines steps such as confrontation, dialogue, mediation, repair, and harmony that encompass and overlap each other. In this context, it seeks proposals for discussions and panels where concepts are debated, exhibitions that create an exchange/meeting ground where there can be a shift from the dominant narratives to the vulnerabilities in relationships, and workshops that design infrastructure capable of fostering dialogue on all scales, permeating the streets of the city.
In the context of this narrative, questions like “How can design take on a restorative and mediating role for a reconciliation between the past/future individual/society in today’s conditions where inter-community dialogue spaces are diminishing and historical disconnections are occurring? How can it generate participatory tools and methods? How can designers create spaces and tools that expand perspectives to bring polarized communities together and to recognize the ‘self’ in the ‘other’?” become significant. The continuation of societal studies requires design to adopt an egalitarian, collaborative approach in its intersections with humans, non-human entities, nature, technology, and artificial intelligence, inspiring new works.
Considering the evolving role of design, the coexistence of reconciliation allows us to question how comprehensive, renewable, and inclusive design approaches can be developed by creating space for dialogue and repair in fragile and damaged relationships. It invites designers to explore the steps that can lead towards a harmonious and peaceful future, taking responsibility for these steps.
¹Dubberly, H., (2022). Why we should stop describing design as “problem-solving”.
²Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, sozluk.gov.tr [15 May 2023]